[Açık Kürsü] 32. Bölüm: Türkiye Deprem Açık Veri Haritası – Hasan Basri Yüksel

“Mümkün olduğu kadar açık, gerektiği kadar kapalı” mottosuyla yola çıkan; açık bilim, açık erişim, açık devlet, açık veri, açık teknoloji gibi kavramları uzmanlarıyla konuştuğumuz [Açık Kürsü] program serimizin 32. bölümünde, Av. Arb. Okşan Gülşen Kömürcü’nün konuğu AVTED Açık Veri ve Afet Çalışma Grup Lideri Hasan Basri Yüksel idi.

–  Açık Veri ve Teknoloji Derneği “Açık Veri ve Afet Çalışma Grubu” Neden Kuruldu?

– Türkiye Deprem Açık Veri Haritası Çalışması Nedir? (Amaç ve Motivasyon)

–  Türkiye Deprem Açık Veri Haritası Platformu Nasıl Çalışıyor?

–  Çıkan Sonuçlar Neler? (Hangi Kurumların, Hangi Verileri Var/Yok?)

– Afet Öncesi, Anı ve Sonrasında Hangi Verilere İhtiyaç Olabilir?

  • Neler Yapılmalı?

Başlıklarını gündeme taşıdık.

Yeni bölümlerimizi kaçırmamak için YouTube abonemiz olabilirsiniz.

Okşan Gülşen Kömürcü: Herkese merhaba, Açık Veri ve Teknoloji Derneğinin Açık Kürsü programına hoş geldiniz. Ben avukat, arabulucu Okşan Gülşen KÖMÜRCÜ Derneğin genel sekreteriyim bir süredir ara verdiğimiz Açık kürsü programımızda bugün çok değerli konuğum Hasan Basri Yüksel ile yeni yayın dönemimizde başlıyoruz. Kendisi aynı zamanda derneğimizin açık veri ve afet çalışma grubu lideri tabii ki malumunuz biz bir programda yapmıştık bu konuyla ilgili olarak 6 Şubatta ülkemizi çok derinden etkileyen deprem felaketinden sonra açık veri ile ilgili yapılan çalışmalarla ilgili bazı alanlarda sohbet etmiştik. Ama bugün yine aslında afet çalışmalarında açık verinin yeri ve önemi konusunda sohbet etmek istiyoruz. Değerli konuğumla, Hoşgeldiniz Hasan Basri Bey.

Hasan Basri Yüksel: Merhaba Gülşen Hanım hoşbuldum, çok teşekkürler.

Okşan Gülşen Kömürcü: Çok teşekkür ederiz. Davetimize icabet ettiğiniz için ben öncesinde sizi tanımak isterim. Ondan sonrasında da Türkiye’de Deprem Açık Veri Haritası isimli bir çalışmanız var. O çalışma üzerine sorularımla sohbet etmek istiyorum. Buyurun sözü size vereyim.

Hasan Basri Yüksel: Tabii ki öncelikle teşekkür ederim. Böyle bir programa davet ettiğiniz için  ben işletme mühendisiyim. Şu anda uluslararası bir şirkette kurumsal strateji analizi geliştirme uzmanı olarak çalışıyorum. Bir taraftan da Açık Veri ve Teknoloji Derneği bünyesinde yeni bir yapılanma olarak kurduğumuz Açık Veri ve Afet Çalışma Grubunun liderliğini üstleniyorum. Bu şekilde söyleyebilirim.

Okşan Gülşen Kömürcü: Çok teşekkür ederim. Şimdi tabi bu çalışma grubunun çok hedefleri var ama siz bize bir kısaca toparlayabilir misiniz? Açık Veri ve Afet Çalışma Grubu hangi motivasyonla kuruldu? Neden kuruldu, hedefleri nelerdir?

Hasan Basri Yüksel: Tabii ki bu soruya cevap verirken aslında konuşmamızın ilerleyen kısımları için bir altlık niteliğinde giriş yapmak isterim müsaadenizle 2020 senesinde tüm dünyayı ve insanlığı etkileyen aslında pandemi yaşadık. Pandeminin hem insanların dünyaya bakış açısıyla hem ontolojik sorgulamaları sorgulamalarıyla hem de arzu ve isteklerinin aslında birçok etkisi oldu. Dolayısıyla bunun iş dünyasına, iş yapış şekillerimize ve birçok çalışma alanında da farklı yansımalarını gördük. Pandemi sonrasında özellikle iş dünyasını takip edenler fark etmiştir. Inovasyon kelimesini yıkıcı girişimleri ve yeni iş fikirlerini daha duymaya başladık. Bunun bence iki başa sebebi var: Ekonomik bunalım, belirsizlik ve bir aradalığın azalması. Ne demek istiyorum: Fiziki ortamda hem hal olamamanın inovasyonu azaltmış olduğunu gösteren birçok akademik çalışma da mevcut. Tabii bu daha yalnız iş yapma hali belki bireyselleşme ve ekranlarda vakit geçirme süresinin artışı zaman algımızı da değiştirdi. Hiçbirimiz şu anda tek bir şimdide değiliz. Arkadaşımızla konuşurken bir yandan telefonda başkasının hayatında olabiliyorum ya da bir medya içeriğini gördüğümde orada o anda o kişinin yaşadığı duyguyu yaşayabiliyorum ve onun düşüncesini aynı anda paylaşabiliyorum. Dolayısıyla bu aslında çok yorucu. Yani bu genel ilk bakışta çetrefilli gibi görünsede aslında değil çünkü hepimizin boş vakti var ama bunlar bir yakın olarak değil tabii ki altmış yıl öncesi benzer değil. Bugün parçalı olarak boş vakitlerimiz var ve bu parçalı boş vakitlerde, on dakika, on beş dakika aslında boş vakitlerimizi bir medya içeriği veya dijitalde herhangi bir akışın içerisinde vaktimizi tüketiyoruz. Tüm bunların sonucunda da şöyle bir gerçeklik bizi karşılıyor: insanları fiziki olarak bir araya getirmek ve bir işe özellikle sosyal faydası olan belki de bir maddi çıktısı olmayan bir işe angaje etmek çok zor. Bu sebeple online işbirliğini yapabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Benim bu noktada şöyle bir yaklaşımım var: Sen örgütü kur örgütte işi kursun yani veriyi ve insan iyi örgütlersek buradan çok kıymetli işe çıkacağına inanıyorum ve tüm yaptığımız çalışmalarda da aslında bu mimaride bir yaklaşımım var. Tabi sizin sorunuza gelecek olursam buradan mülhemle 6 Şubat depreminde bilginin, verinin örgütlenmediğini gördük. Bu sebeple Açık Veri ve Afet Çalışma grubunu kurmaya karar verdik. Bu inisiyatifimizin en temelinde az önce belirttiğim gibi veriyi ve insanı örgütlemek bu şekilde ifade etmiş olayım.

Okşan Gülşen Kömürcü: Çok doğru söylediniz. Hakikaten yeni dünya düzeni diyebileceğimiz bu alanda aslında insanların yaklaşımları her birimizin nasıl bir veri üreticisi olduğu çok önemli. Ama özellikle 6 şubatta yaşadığımız deprem felaketinde de bunun organize edilmemesi, özellikle kurumlar arasında belki bu bilginin etkin bir şekilde nasıl kullanılabileceği ile ilgili entegrasyonun olmasının aslında insan hayatına mal olabilecek çok dramatik sonuçlar ortaya çıkardığında görmüş olduk. Çok acı bir deneyim oldu gerçekten. Özellikle insan hayatının böyle hani dakikalarla saniyelerle kurtarılabileceği çok bir kurtarma sürecinde ve her yer felç olmuş afet sürecinde aslında bu organize olmuş, sizin ifade ettiğiniz gibi örgütlenmiş, birbirini entegrasyon halindeki insanın ve verinin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber çok acı bir deneyimle yaşamış olduk. Peki biraz da bizim derneğimizin tabii açık veri çok önemli açık veri hayatın her alanına dokunuyor bu hadiseden sonra da bu sizin de liderliğini yürütmüş olduğunuz Açık Veri ve Afet Çalışma Grubu kuruldu. Ama sizden de dinleyelim. Lütfen neden kuruldu bu afet çalışma grubu?

Hasan Basri Yüksel: Az önce de belirttiğim gibi deprem sonrasında çok büyük bir kargaşa, bir kaos ortamı yaşandı. Bunun en temel sebeplerinden birisi daha öncesinde afet öncesinde kurumların varlığı olan verinin ve bilginin iyi bir şekilde işlenmemiş ve örgütlendirilmemiş olması yatıyordu. Dolayısıyla insanlar örgütlenmiş olsa bile geç ya da erken sahadan siz bilgi alamadığınız takdirde özellikle kriz anlarında aslında örgütler, insanlar, oradaki araçlar işlevsiz kalıyor çünkü sizi aslında herhangi bir noktaya yönlendirecek temel unsur, oradaki veri veya bilgi aslında o tetikliyor nereye hangi marifetle gitmeniz gerektiği noktasında. Biz burada ekibi kurarken çalışmalarımıza yön verecek yol ve yolda tutacak nitekli strateji haritası oluşturduk. Buradaki eksiklikleri görerek çalışmalarımızı neden yapacağımızı, ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı bu üç soruya cevap olacak nitelikte bir yol haritası hazırladık. Burada neden bu açık veri ve afet çalışma grubu var? Burada biz yapacağımız çalışma neden yapacağız diye sorduğumuzda iki cevabımız var aslında yöneticilerin ve tüm ilgili paydaşların karar verme süreçlerine destek olmak, bunun içerisinde afetten doğrudan sorumlu kurum kuruluşlar veya insiyatifler olabilir, yerel yönetimler olabilir, merkezi yönetimler olabilir veya bununla iltisaklı olacak şekilde örgütlenmiş herhangi bir grup grup çalışması Destek olacak nitelikte aslında çıktı üretmek, bir taraftan da açık veri kültürünü yine derneğimizin zaten temel misyonlarından birisi açık veri kültürünü yaygınlaştırmak ve şeffaflığı artırmak. Peki bunu burada ne üreteceğiz? Yani ne yapmamız gerekiyor?

Okşan Gülşen Kömürcü: Aslında programın nasıl çalıştığını size sorucaktım. Buraya bağlayabiliriz diye düşünüyorum. Nasıl çalışıyor o zaman bu grubumuz ve platform nasıl çalışıyor?

Hasan Basri Yüksel: Oraya geçmeden önce. Aslında bu çalışma grubuyla ne üretiyoruz? Daha sonrasında bu platform aslında bunun bir projesiydi bunlara çıktı üreteceğimiz buradaki hedeflerimiz doğrultusunda onları hayata geçirmemize katkı sağlayacak bir projeydi. Burada az önce belirttiğim gibi stratejik ve aksiyon alınabilir iş görüler sunmak, kurum ve kuruluşların operasyonlarını etkin ve etkili hale getirecek analiz bulgularını üretmek, yine akademik çevrede alan yazının içerik üretecek. Aslında analizler gerçekleştirebilmek ve açık verinin üretilmesini ve açılacak verilerin seçilmesini sağlamak bazı önceliklendirmelerin yapılması gerekiyor. Açık veriyi yayınlayacak kurumların veri seti içerisinde kurum ve kuruluşlar arasında sinerji kurmak var. Bunlar çok önemli. Biz bu çıktıları üretecek bir proje gerçekleştirmek istedik. Bu kapsamda bir çalışma başlattık. Dedik ki 6 şubat depreminde hangi alanlarda eksikler var? Deprem öncesi esnası ve sonrasında hangi veriler olsaydı bazı aksaklıklar yaşanmazdı ya da daha hızlı aksiyonlar alınabilirdi noktasında aslında kurumların sahip olduğu verileri araştırdık, bunları ortaya çıkarmak istedik. Bunun sonrasında da analizlerimize başlayacaktık. Fakat şunu gördük; birçok deprem hususunda araştırma yapan ya da burada bir veriye sahip olmasını beklediğimiz kurumların aslında bu verilere sahip olmadığını sahipler ise açık veri formatında yayınlamadıklarını fark ettik. Aslında çalışmalarımızda bir varlığı göstermek var. Biz burada biraz da yokluğu göstermek istedik. Yani evet, açık veri paylaşan kurumlar var ama olmayan kurumlarda var olmayan kurumları göstermek bu iş kapsamında oldukça mühimdi. Dolayısıyla biz interaktif bir platform üzerinde bir sistem bakış açısıyla oluşturduğumuz bir ağ haritası tasarladık. Burada kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve üniversiteler üç ana unsur olarak yer alıyor. Bunların içerisinde hangi verileri paylaşmışlar, depremle ilgili açık veri formatında bunları araştırdık ve maalesef birçok olması gereken verinin paylaşılmadığını fark ettik. Özellikle sivil toplum kuruluşları, ayağında arama kurtarma derneği, akut, kızı, ahbap, Inşaat Mühendisleri odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Bu Türkiye Mütahitler birliği, şehir bölge Planlamacıları odası gibi birçok sivil toplum örgütünün web sitesini taradık. Bunların hiçbirinde iletişime geçtiklerimiz de oldu. Hiçbirinde maalesef Türkiye’deki deprem gerçeğine katkı sunacak bir veriye rastlamadık. Yine üniversite ve araştırma kuruluşları kapsamında hepimizin bildiği Kandilli Rasathanesi Araştırma Enstitüsü var. Bunun dışında TÜBITAK, Istanbul Teknik Üniversitesi, Istanbul Planlama Ajansı gibi aslında üniversiteler ve araştırma kuruluşları mevcut. Bunların içerisinde de depreme dair sismik ölçümler ve daha deprem yeryüzü verilerine dair içerikler mevcuttu. Fakat bir afet yönetimi noktasında hareket etmek istiyorsak ve bizi bir harekete geçirecek çıktılar, üretilmesini istiyorsak aslında var olan yapının anlaşılması gerekiyor. Ne demek istiyorum, konut varlığı ne kadar il bazında, ilçe bazında, bunların metrekare büyüklükleri, oda sayısı içerisinde yaşayan kişi sayısı gibi gibi. Aslında birçok bilgiye bizim sahip olmamız gerekiyor ki biz bunun analizi neticesinde hem deprem öncesinde hem de sonrasında bazı aksiyonları hayata geçirebilelim.

Okşan Gülşen Kömürcü: O zaman ben sizin anlatımlarınızdan anlıyorum ki, aslında bu çalışma aynı zamanda elimizde var olan dataları nasıl etkin, verimli kullanabileceğimizin yanı sıra nelerin olmadığını, nelerin eksiklik olduğunu sizin çok az önce ifade ettiğiniz önemli bir konu. Aslında belli yapıların elinde var olan, örneğin sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, kamu kuruluşlarının elinde var olan ama birbiriyle konuşmayan verilerin değil mi? Etkin ve verimli bir sonuç ortaya çıkaramayacağı aslında özellikle açık veri konusunda hep verilerin birbiriyle konuşması, bunun bu takdirde etkin bir şekilde kullanılabileceğinden söz ediyoruz. Böylesine önemli bir konuda da parça parça çeşitli yapıların elinde var olan ama birbiriyle konuşmadığı için bir anlamda etkin kullanılmayan verilerin de konuşmasının sağlanmasının ne kadar etkin olduğunu tespit etmiş oluyoruz. Yani aslında bu fikir, bu proje bir taraftan belli konularla ilgili bir ihtiyacı kapatmaya çalışırken daha nelere ihtiyacımız olduğu ilgili boş alanları da belki bize göstermiş oluyor diyebilir miyiz?

Hasan Basri Yüksel: Evet çok güzel ifade ettiniz Gülşen Hanım. Örnek vermek gerekirse sizin de belirttiğiniz gibi aslında bu harita üzerinde hangi kurumlar, veri sağlayıcısı, hangi kurumlar, hangi kurum, nasıl iletişim halinde, nasıl ilişkileri var ve kendi platformda paylaşmış oldukları verileri hangi kurumlardan almışlar bunları da görebiliyoruz. Bunların içeriklerini görebiliyoruz. O anlamda çok kıymetli bu harita. Biz bunu dinamik olarak tasarladık, belli periyotlarda araştırmalarımızı devam ettiriyoruz ve kurumlar verileri paylaştıkça bu platforma yüklüyoruz. Mesela Dask platformu içerisinde il bazında toplam konut sayısına ulaşılabiliyor fakat bir belediyenin portalına girdiğiniz zaman buradaki konut sayısını göremiyorsunuz. Bu konu sayısının niteliğine ilişkin daha farklı boyutlarda veri setine ulaşamıyorsunuz. Dolayısıyla kullanılabilir halde olmuyor bir istatistik gibi orada duruyor. İller Bankası Genel Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve Iklim Bakanlığı Yapı Işleri Genel Müdürlüğü. Normalde bunlarda az önce belirtmiş olduğum verilerin olması gerekti. Böyle bir beklentimiz vardır fakat veriye sahip olsa bile açık veri formatında paylaşılmadığını görüyoruz. Dolayısıyla burada katkı sunabilecek çok kıymetli vatandaşlar bilgiye sahip vatandaşlar olmasına rağmen bu veri paylaşılmadığı için ve diğer kurumlarla iletişim halinde olmadığı için buradan bir değer üretmekle.

Okşan Gülşen Kömürcü: Çok haklısınız zaten açık veriyle ilgili her sohbette aslında sizin az önce söylediğiniz gibi öncelikle yayınlanan bir verinin daha sonraki süreçlerde de bir açık veri olarak kabul edilebilmesi için bunun dinamik bir şekilde güncel bir şekilde yayınlanıyor ya da paylaşılıyor olması lazım ama genellikle bu meselelere ilk başlanıldığı zaman ortaya konulan veri setleri daha sonra belli aralıklarla güncellenmediği zaman sadece belli zaman aralığını ifade eden bir istatistiksel veriye dönüşüyor ve açık veri olarak kıymeti kalmamış oluyor. Bu da o zaman bizim bahsettiğimiz anlamdaki ihtiyacı karşılamıyor. Peki ben hakikaten hem sizin bu anlattığınız konularda şunu fark ettim. Bu çalışma dinamik bir şekilde desteklenmeye. Aslında kamu, özel sektör sivil toplum tarafından desteklenmeye çok ihtiyacı olan, aynı zamanda ülkemizin de ihtiyacı olan bir konu. Çünkü Mesela bugün yine gazetelere bakarsanız mesela deprem profesörlerinin çeşitli fay hatları ile ilgili uyarıları var. Şu fay hattında şöyle bir hareketlilik var. Dikkat edin bu tabii toplumdaki herkesi belli ölçüde aslında bir şekilde tedirgin eden bir konu. Herkesin bir şekilde alarmda olduğu bir konu. O zaman belki son soru olarak size şunu sorup sormak isterim. Peki bu konuyla ilgili böyle bir başlıklar halinde sıralamak gerekirse tam olarak ihtiyaç nedir, neler yapmak lazım? Bu konuyla ilgili çalışmanın sürdürülebilirliği, desteklenmesi ve amaca ulaşması bakımından.

Hasan Basri Yüksel: Burası aslında çok karmaşık gibi görünse de aslında çok basit. Ilk önce elimizdeki kurumlar için elimizdeki varlığının ortaya çıkarılması gerekiyor. Yani hangi kurum hangi veriye sahip olduğunu bilebilirsek. biz buradan aslında hangi taleplerde bulunabileceğimiz noktasında doğrudan iletişime geçebiliriz. Biz kendi çalışma kapsamımızda ilk önce depremi odağa aldık. Yakın zamanda yangın afeti konusunda çalışmaya başlayacağız. Buradaki verileri toplamaya başlayacağız. Yine depremde olduğu gibi yangın temasında hangi kurumlar hangi verileri paylaşıyor ve birbirlerinin arasındaki ilişkiyi nasıl buradaki yokluğu göstermek adına yine bir ağ haritası tasarlayacağız. Deprem odağında biz arama kurtarma, deprem sonrası yaşam gibi iki tane aslında başlığımız vardı. Burada deprem Kahramanmaraş depremi ölçek alınarak Istanbul depreminde veya diğer illerdeki depremlerde ne kadar arama kurtarma uzmanına ihtiyacımız olacak. Bu arama kurtarma ekiplerinin gerekli gerek duyacağı araç gereç ısı sensördür kesicidir jeneratör, teknik aletler buna nasıl ihtiyaçları olacak bunun analizini çıkartmakta. Aslında asıl gayemiz bu noktada az önce belirtmiş olduğu birçok kurumda bilgi edinme talebi hakkı kapsamında iletişimde bulunduk. Fakat az önce belirttiğim gibi veri var ya da yok var ise de yapılandırılmış halde değil. Bu en büyük zorluklarımızdan birisi ilk önce vatandaşların her konuda olduğu gibi vatandaşın bilinçlenmiş olması gerekiyor ve talep eden noktada o gün vatandaş için orada toplum için orada. Dolayısıyla vatandaş talep ettikçe kurumlar harekete geçecektir. Organizasyon buradaki talebi karşılama noktasına hizmet üretmeye başlayacaktır. İlk önce vatandaşların bilinçlenmesi belki örnek uygulamaların çıkarılması çok önemli. Eğer hem vatandaş hem kurumlar açık veri paylaşıldığını nasıl katma değerli bir çıktı üretilebileceğini görürlerse buradaki talep etme isteme motivasyonunda o kadar yüksek olacaktır. Dolayısıyla ilk önce farkındalığın oluşturulması, daha sonrasında çok sistematik şekilde açık veri ve afet çalışma grubunda yaptığımız gibi bazı analizlerin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ne var ne yok bunu topluma şeffaf bir şekilde göstermemiz gerekiyor. Daha sonrasında buradan odağı dağıtmadan gerçekten vatandaşa ve kurumlara katkı sunacak nitelikte projeler üretmemiz gerekiyor. Burada az önce belirtmiş olduğum tüm unsurlar birlikte çalışması gerekiyor. Üniversite, kamu kurumları ve sivil toplum burada aktif bir şekilde iletişim halinde olması gerekiyor. İşbirliği, birlikte başarma kültürü yerleştirilmesi gerekiyor. Bu biraz bizim toplumumuzda eksik olsa da bence bunu başarabileceğimize inanıyorum. Çünkü birçok olağanüstü durumda bunu başardığımız aslında hepimiz görüyoruz. Dolayısıyla kötü olaylar yaşanmadan bu felaketlerin sonuçlarına katlanmadan önce yapılması gereken çok fazla iş var. Özellikle iyi üniversitelerden mezun arkadaşların daha fazla sivil toplum örgütleri içerisinde bulunması gerektiğini düşünüyorum. Ne kadar sivil topluma katılım siyasete katılım fazla olursa gençler için o kadar aslında etkisi yüksek katma değeri yüksek işler çıkarabiliriz. Dolayısıyla bir arada iş yapmak işbirliği içerisinde olmak en temel yapılması gereken noktadır diye düşünüyorum.

Okşan Gülşen Kömürcü: Çok teşekkür ederim. gerçekten çok önemli hususları vurguladığınız. Bu çalışma içinde ayrıca hem teşekkür ediyorum hem tebrik ediyorum. Umarım eksikliklerde tamamlanarak söylediğiniz gibi hedeflendiği gibi sadece deprem değil tüm afetler için biraz daha hazırlıklı olmak noktasında katkı sunacaktır diye umut ediyorum. Yayınımıza katıldığınız için çok teşekkür ederim. Efendim Bir sonraki programda görüşmek üzere hoşçakalın.

Paylaşın