“Mümkün olduğu kadar açık, gerektiği kadar kapalı” mottosuyla yola çıkan; açık bilim, açık erişim, açık devlet, açık veri, açık teknoloji gibi kavramları uzmanlarıyla konuştuğumuz [Açık Kürsü] program serimizin 26. bölümünde Av. Arb. Okşan Gülşen Uz’un konuğu ULAKBİM Genel Müdürü Mehmet Mirat Satoğlu.
Bu bölümde;
– ULAKBİM’in amaç ve hizmet alanı nedir?
– ULAKBİM Veri Portalı nedir? Amacı ve hizmetleri nelerdir?
– APERTA (TÜBİTAK Kurumsal Arşivi) Nedir?
– Harman (Türkiye Akademik Arşivi) Nedir?
– EKUAL (Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı) Nedir?
– Dergipark Nedir?
– TRDizin Nedir?
Başlıklarını gündeme taşıyoruz.
Yeni bölümlerimizi kaçırmamak için Youtube abonemiz olabilir, podcast kanallarımızdan (Spotify, Apple Podcast, Google Podcast, Deezer, SoundCloud vb.) takip edebilirsiniz. Programımız yayınlandıktan sonra konuşmaların deşifresini aşağıda bulabilirsiniz.
Okşan Gülşen Uz: Herkese merhaba, Açık Veri ve Teknoloji Derneği’nin Açık Kürsü programına hoş geldiniz. Ben avukat Okşan Gülşen Uz, derneğin genel sekreteri ve başkan yardımcısıyım. Bugün Açık Kürsü programımızın 26 bölümünü gerçekleştiriyoruz. Açık veriyi her boyutuyla yatayda, dikeyde değerlendirdiğimiz programlar ve bir dijital külliyat oluşturmaya çalıştığımız bu alanda bugün çok kıymetli bir konuğumuz var; TÜBİTAK ULAKBİM yani Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Müdürü Sayın Mehmet Mirat Satoğlu ile beraberiz. Hoş geldiniz!
O.G. Uz: Biz de bizi kırmayıp geldiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Ben lafı fazla uzatmak istemiyorum. Bugünkü aslında programımızın başlığı ve genel sohbet konumuz TÜBİTAK ULAKBİM ve Açık veri çalışmalar konusunda neler var, neler yok bütün boyutlarıyla konuşmak ve değerlendirmek. Tabii ULAKBİM çok önemli bir misyonu yerine getiriyor. Açık veri ve açık erişim konusunda akademik kapsamda çok önemli ve birçoğu da belki de hem ülkemiz açısından dünya standartlarını yakalamak bakımından ilk olacak çalışmalara imza atıyor. Dolayısıyla şimdi ben sözü Mirat Bey’e bırakayım, ilk soruyu da şöyle yöneltmiş olayım; ULAKBİM denilince akla akademik anlamda açık veri geliyor doğrudur ama tam olarak ULAKBİM’in amaç ve hizmetleri nelerdir?
O. G. Uz: Kurulduğu andan itibaren akademik çalışmalar ama geniş kapsamlı kurumsal işbirlikleriyle devam ediyor.Peki halihazırda bu ULAKBİM veri portalının amacı ve altındaki hizmetleri nasıl tanımlayabiliriz?
Kendi hizmetlerimiz üzerinden her geçen gün geliştirmeye çalışıyoruz. Şu anda manuel olarak oradaki verileri altı ayda bir güncelliyoruz ama otomatize etmek üzere bir çalışma yürüyor. Dolayısıyla çok daha sık ve güncel verinin bulunduğu bir platforma çevireceğiz orayı. Böylece üniversitelerimizin kaynak kullanımları, internet erişimleri, süper bilgisayarda bilişim anlamında yaptıkları çalışmalar, kütüphanelerinde bulunan kaynak sayısı, bunun üzerinden yapılan paylaşımlar gibi birçok veriyi oradan bulmak mümkün. Bu verileri kıyaslamak veya üniversiteleri sıralamak doğru değil. O açıdan yaklaşmıyoruz ama her bir üniversitenin 20 yılda nereden nereye geldiğini göstermesi açısından da üniversitelerimizin kendileri için çok yararlı olacak, sivil toplum açısından da faydası olacak. Tabii üniversitelerimizin durumunu gözlemek isteyen herkesin yararlanabileceği bir kaynak.
M. M. Satoğlu: Doğru, biz zaten şu anda hem vakıf hem devlet üniversitenin tamamına hizmet veriyoruz. Ama üniversiteler bu hizmetlerin bir kısmını üye olmayarak veya geç üye olarak kullanmayabilirler. Örneğin toplu kataloğumuza üye olmak için ayrı bir üyelik gerekiyor. Belge sağlama sistemine üye olmak için ayrı üyelik gerekiyor ama tüm hizmet verdiğimiz üniversiteler orada listelenmiş durumda. Hangi hizmetlerden yararlandıkları da görünür durumda ve örneğin Türkiye’de toplu kataloglama dediğimiz sistemde üniversite kendi kütüphanesinin verilerini orada paylaşmışsa bunu görmek, bunun üzerinden de kaç kişinin yararlandığını görmek çok faydalı. Bu şekilde üniversiteleri biraz daha çok hizmetten yararlanmak üzere bir tanıtım da hedefliyoruz.
M. M. Satoğlu: O yönde bir adım yani biz kendimiz daha çok araştırmalara altyapı sağlıyoruz. Biliyorsunuz belki daha sonra sıra gelecek Aperta adlı bir araştırma verileri yönetim portalımız var. Dolayısıyla Ulaknet hizmeti kullanarak ya da kullanılmadan yapılan üniversite laboratuvarında toplanan veriler de olabilir, farklı araştırma verileri olabilir ama bunların kalıcı olması ve paylaşıma açılması için güzel bir platform. TÜBİTAK başvuru sistemi var, Arbis dediğimiz. Oraya üye olan herkesin verilerini yükleyebildiği bir platform ve ilk veri paylaşımları da bir seneyi geçti yapılmaya başlandı. Şu anda az sayıda verimiz var ama doğru yönde ilerliyoruz. Daha çok olacak ve yeni çağrılarımızda da Araştırma Destek Programları Başkanlığının araştırma çağrılarında da veri paylaşımı zorunluluğu getirildi. Örneğin kutup araştırmaları verileri artık kamu fonları ile yapılan çalışmalar ve bu kamu fonları ile yapıldığı için çok da kutup araştırmaları maliyetli biliyorsunuz. Oraya bir ekibin gitmesi, bir geminin kiralanması giderken birçok alanda veri toplamayı, birçok malzemenin oradaki soğuk doğal şartlar altında testlerini yapmayı hedefliyorlar. Geri dönüldüğünde bu verilerin daha yaygın olarak kullanıma açılmasını arzu ediyorlar ve bizim hedeflerimizde de aynı doğrultuda zaten açık veri bu tür imkanlar sağlaması açısından da çok toplumun faydasına olan bir prensip. Dolayısıyla Aperta’da bu verileri paylaşmak mümkün. Kendi elimizde araştırma verisi yok ama kamu verisi diyebileceğimiz üniversitelerin internet bağlantı hızlarının yıldan yıla artış oranları, üniversitelerin kütüphanelerindeki katalog sayısı, üniversitelerin yayın sayıları, en önemlisi ulusal hem uluslararası yayınları çekebiliyoruz, orada paylaşıyoruz bunları. Bunlar araştırmalarda kullanıldıkça araştırma verisi haline gelecek birbirinden ayrı şeyler değil. Hedefimiz daha çok araştırmaya imkan sağlamak bu vesileyle.
O. G. Uz: O zaman benim de sorum Aperta ile ilgili olacaktı ama konuya girmiş olduk. TÜBİTAK kurumsal arşivi ile ilgili çalışmalardan bu anlamda bahsetmiş oldunuz. Mirat Bey yıldan yıla artıyordur eminim ama siz bunu da takip ediyorsunuzdur. Özellikle Covid süreciyle beraber üniversitelerin yaklaşımları, Aperta ile ilgili kullanıcı ziyaret sayıları bunlarda bir artış oldu mu?
Covid-19 ilk paylaşımlar oldu, dünyada da bu alanda çalışmalarda aslında yine bugün gündemimizde var. Avrupa açık bilim bulutunun da bir konsept tarihindeyken somut olarak henüz bir tamamlanmış bir entegrasyonla hizmete sunulmuş bir bulut olarak faaliyet göstermezken mevcut yapı taşlarından hemen Covid-19 paylaşımları ve Covid-19 üzerine çalışmalar Avrupa açık bilim bulutunun ilk somut faaliyeti olarak yapıldı. Ülkemizden de bu alanda o platformlarda veri paylaşımları oldu. Ama tabii Türkiye 85 milyon nüfusuyla çok büyük bir ülke. Dolayısıyla kendimizi ülkemizin ölçeğine göre kıyasladığımız zaman daha iyi durumlarda olmamız lazım. O amaçla biz bu hem eğitim faaliyetlerin hem politika faaliyetlerine devam ediyoruz.
O. G. Uz: Çok önemli, özellikle bu 2019 yılında politikaya dahil ettiğiniz kavramsal olarak dahil ettiğiniz husus çünkü zaman zaman siz de ifade ettiniz biz bu kürsüde açık veriyi enine boyuna yatayda dikeyde aslında tüm sektörlerle ilgili kamu ile ilgili girişimcilikle ilgili konuşmaya çalışıyoruz. Açık veri bir taraftan güzel bir şey ama bir taraftan da bazı mahsurları olabilecek de bir konu olabilir. O yüzden sınırlarının çok iyi belirlenmesi lazım. Ama sizin de ifade ettiğiniz gibi özellikle akademik araştırmalar noktasında verinin yaşam döngüsü içerisinde başka çalışmalara esin kaynağı olabilmesi, kaynakların verimli kullanabilmesi bakımından ama bunun içinde değil mi o temel politikaların belirlenmesi çok daha temel bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
M. M. Satoğlu: Tabii çok haklısınız. Dünyada herkes için yeni bir alan bu alan. Avrupa açık bilim bulutunun sloganını ben bu anlamda seviyorum. Slogan aslında bir sağ duyuyu işaret ediyor. Temel katı sınırlarla çizilmiş bir sınır olarak bir şey söylemek zor, olabildiğince açık, gerektiği kadar kapalı sloganıyla Avrupa açık bilim bulutu yaygınlaştırıyor. Dolayısıyla biz kişisel mesajlar, kişilerin bireylerin sağlık verileri gibi hassas verilerin paylaşılmasına karşıyız. Bu anlamda ülkemizde de Avrupa Birliğindeki GDPR isimli KVKK bununla uyumlu. Yeni bir tasarı da son Avrupa’daki güncellemelerle uyumlu olmak üzere vardı. Dolayısıyla kişisel verileri korumamız gerekiyor. Bunlar yeni çağda çok önemli çünkü görüyoruz dünyada da kişisel veriler üzerinden manipülasyonlar çeşitli suistimaller olabiliyor. Fakat bu verileri korurken her şeyi kapatmak bir çözüm değil kesinlikle. Çünkü dünya açılıyor. Herkes dünyada da aynı sorunları yaşayarak çözüm bulmaya çalışıyor. Biz de bu çabanın bir parçası olmalıyız. Ama bu konuya en başta özellikle araştırma verileri açısından kamunun paylaşabileceği birçok açıdan daha sıcak yaklaşmamız gerekiyor. Meteoroloji verileri örneğin kişisel bir veri barındırmıyor ama birçok ülkede meteoroloji verilerine erişmek zor. Ben iki tane araştırmacının kendi ülkelerinde meteoroloji verilerine ulaşamayıp daha sonra Avrupa Birliği ülkelerinden kendi ülkelerinin meteoroloji verilerini alarak akademik çalışmalarını yürüttüklerini bizzat dinledim. Dolayısıyla buna benzer verilerin paylaşılmaması artık kabul edilebilir değil. Bu paylaşımı arttırırken biz de tüm dünya ile birlikte kişisel verileri korumaya da dikkat etmemiz gerekiyor.
O. G. Uz: Çok haklısınız, çok teşekkürler. Tabii ULAKBİM’in bir sürü faaliyeti de var. Ben hızlıca program süresini yetiştirmeye gayret ederek hepsinden konuşmak istiyorum. Biraz da “Harman”dan konuşabiliriz. Harman özellikle akademik araştırmalarla ilgili arşivimiz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
O. G. Uz: Siz de söz ettiniz ama Harman’dan sonra biraz da DergiPark ile ilgili konuşabilir miyiz diyecektim. Orada ne tip kriterler söz konusu, nelere dikkat ediyorsunuz?
M.M. Satoğlu: Akademik dergi olmasına dikkat ediyoruz. Bildiğiniz gibi hem barındırma hizmeti veriyor DergiPark, akademik dergilere barındırma hizmeti. Yani derginizin elektronik versiyonunu kendi programlarınızla hazırlayıp son çıktığı sayı hazırlandıktan sonra DergiPark’ta erişme açmak mümkün. Fakat bunun yanında DergiPark’ın editoryal süreç yönetim yazılımı zaten kendi içinde var. Birçok dergimizde bunu kullanıyor, bunu kullanmak da mümkün. Dolayısıyla hem barındırma hem editoryal süreç kullanımı imkanı var. 2000 üzerinde hakemli dergilerden 2000 üzerinde dergiyi şu an DergiPark’ta barındırıyoruz. 550 binin üzerinde makale var. Yılda 80 binlerdeydi ama yavaş yavaş bu sayı 100 binlere çıkacak. Makalede DergiPark üzerinde hakemlik kontrolünden geçtikten sonra erişime açılıyor. Yıllık 200 milyona yakın ziyaretçisi var. Bu sene belki 200 yüz milyonu geçeceğimizi ümit ediyoruz. Geçen sene 200 milyona çok yakındı. Dolayısıyla çok kullanılan ve kaynak gösterilen bir platform oldu. DergiPark üzerindeki açık erişimli dergilerin araştırma verilerinde Aperta üzerinde paylaşma imkanını sağlamak üzere entegrasyon çalışması yürütüyoruz.
O.G. Uz: Harika, öylelikle DergiPark’taki kaynaklar Aperta’da da aynı zamanda bir done olarak geçmiş olacak. Peki TR Dizin ilgili neler söyleriz Mirat Bey?
M. M. Satoğlu: Biz en başta söylemiştim 96 yılında üniversitenin bilgi hizmetlerini kurmak üzere kurulmuş bir çalışmamız ama TR Dizin aslında Tübitak’ın dokümantasyon merkezine 1960′larda kurulduğunda ilk faaliyete geçen birimlerden biri olan dokümantasyon merkezine kadar uzanan bir hizmet. ULAKBİM kurulunca oradaki bilgi hizmetlerinin arasında yürütülmek üzere ULAKBİM mantığına taşınmış bir hizmet. Burada TÜBİTAK projelerinden fonlanmış olan ve tamamlanmış olan projelerin proje raporlarını yayına açıyoruz ve bir de Scopus gibi uluslararası indekslerdeki kriterlerin hepsini Türkiye’deki akademik dergiler arasında uygulayarak o dergilerden şartları sağlayanları endeksliyoruz. Dolayısıyla akademik bir indekstir. Anahtar kelimeler üzerinden kaynaklara erişim imkanı vardır. 15 milyon kaynakçanın parçalanıp birbiriyle ilintilendirildiği ve bibliyometrik ölçümlerin yapıldığı bir sistemdir. Bibliyometrik ölçümlerin her platformda indekse kendi takip ettikleri dergiler üzerinden ölçümleri yapılır. Dolayısıyla TR Dizin’de de TR Dizin’deki dergiler üzerinden yapılmakta. 1600 üzerinde dergi şu anda başvuru sistemimizde var. Bunlardan binin üzerinde dergi düzenli olarak dizinlenmekte ara ara da dergilerin ara değerlendirmeleri yapılmakta ve Scopus’u olduğu gibi bazen güncellenen kriterleri takip etmekte zorlandıysa dergiler ve uyarılar almakta veya nadiren dizinden çıkarılıp ileriki yıllarda sıfırdan tekrar başvurmaları beklenmekte. Ülkemizde ulusal yayın olarak anılıyor TR Dizin ve doçentlik kriteri olarak dizinde yayın yapma şartı da şu anda araştırmacılar açısından çok kritik durumda.
O. G. Uz: Çok önemli gerçekten özellikle bu güncel tutma ile ilgili kendi içindeki disiplini de aynı zamanda araştırma verileri ile ilgili önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor. Peki, süremiz biraz sona doğru gelirken, özellikle yine ULAKBİM faaliyetleri kapsamında elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı ile ilgili neler söyleyebiliriz?
M. M. Satoğlu: Elektronik Kaynak Akademik Lisansı 2006 yılında başlamış bir hizmetimiz ama onun da geçmişi ULAKBİM öncesine YÖK’teki dokümantasyon merkezinin ULAKBİM kuruluşuyla devredilmesine kadar gidiyor. Hizmetlerin elektronikleşme verinin artık yeni çağın yakıtı olması gibi hizmetlerin elektronikleştiği bir dönemde biz de dergileri raflardan kaldırarak tamamen elektronik hizmet vermeye başladık. Bu açık erişimin, açık verinin açık bilimin prensipleriyle çok örtüşen bir hizmet. Çünkü kaynaklara erişimde Türkiye’deki üniversitelerdeki araştırmacılara fırsat eşitliği sağlıyor. Temel en çok kullanılan veri tabanlarını equal üzerinden lisanslıyoruz üniversitelerin hizmetine sunuyoruz. Bunlar tabi abonelik gerektiren hizmetler gitgide açık erişim ve açık bilim dönüşümü tamamlandıkça abonelik hizmeti yerine kısıtsız erişim yaygınlaşacak ve bu hizmet farklı bir şekilde devam edecek diye ümit ediyoruz. Ama şu anda abonelik yapmak dolayısıyla en kritik kaynakları ve bizim 35 milyon civarında makale tüm üniversitelerimizdeki araştırmacılarımız ek hizmetleri ile sağlanan abonelikler üzerinden erişim sağlıyorlar. Yılda 35 milyona yakın makale bu şekilde araştırmacılarımızın hizmetine sunulmuş durumda.
O. G. Uz: Ciddi bir kaynak ama herhalde açık erişime müsait hale geldiğinde çok daha fazla kişinin istifadesine sunulacak.
Parçacık fiziği alanında yüksek enerji fiziği alanındaki makalelerdeki yayın oranı üzerinden her ülkenin katkı payı belirleniyor. Biz de Türkiye katkı payını oraya aktarıyoruz. Oluşturulan havuz şeklinde toplanıp oluşturulan bütçe üzerinden de %95′in üzerinde makale açık erişime açılmış durumda. Bunun yanında yaklaşık 30 tane kitap da öğrencilerin bu alanda çalışabileceği ders kitabı da yine Scope 3 çalışmaları kapsamında ücretsiz olarak erişime açılmış durumda. Çok örnek bir açık erişim modeli ve çalışması ama çok spesifik bir alanda tabii yürütülüyor. Daha da yaygınlaşmasını ümit ediyoruz.
O. G. Uz: Ben de kesinlikle ümit ediyorum. Mirat Bey verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten bugün TÜBİTAK ULAKBİM’in özellikle akademik anlamdaki açık veri çalışmalarını enine boyuna sizden öğrenmiş olduk. Eklemek istediğiniz herhangi bir husus var mı efendim programı bitirirken.
Biz bu alanda teknoloji anlamında da verilerin işlenmesi için bir süper bilgisayar hizmeti sunuyoruz ve veri ambarı olarak da burayı kullanmak mümkün. Ulusal yapay zeka stratejisi kapsamında platform sağlayıcı olarak da tescil edilmiş durumda. Bu bağlamda hem Avrupa’da Euro-HPC üyeliğimiz var hem de ülkemizde mevcut veri merkezimizi beş kat daha güçlendirecek bir çalışmayı gelecek sene hizmete sunacağımızı ümit ediyoruz. Şu anda o doğrultuda takviminde ilerliyor. Dolayısıyla verilerin işlenmesi, yapay zekada kullanılması veya başka çalışmalarda hesaplamalı bilimlerde kullanılması için bir platform da sunuyoruz. Bunu da son olarak ben söyleyip davetiniz için çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmalar topluma çok faydalı ve artarak devam etmesini umuyorum.